Muhammed ayı ikiye yardı.
Muhammed savaşta susuz kalmış, elini su dolu kaba sokmuş, çıkarınca parmakları arasından su akarak, bulunduğu kap devamlı taşmıştır.
Bir gün, kendisinden mucize isteyenlere karşı, uzaktaki bir ağacı çağırmış, Ağaç köklerini sürükleyerek gelip selam vermiş, sonra gidip yerine dikilmiştir.
Hayber savaşında önüne zehirlenmiş koyun kebabı koyduklarında, Kebap dedi ki "Ya Resulallah beni yeme, ben zehirliyim"
Mescidde dikili bir odun vardı, Hutbe okurken Muhammed bu direğe dayanırdı. Mimber yapılınca, direğin yanına gitmedi Odundan ağlama seslerini, bütün cemaat işitti Mimberden inip direğe sarıldı. Ses kesildi "Eğer sarılmasaydım, benim ayrılığımdan kıyamete kadar ağlayacaktı" Dedi
Amcası Ebu Lehebin oğlu Uteybe, Muhammed'in damadı olduğu halde, Muhammede inanmadı. Muhammedin kızı Gülsüm'ü boşadı. Muhammed buna çok kızdı "Ya Rabbi! Buna köpeklerinden birini gönder" dedi. Uteyybe Şam'a ticaret için giderken bir aslan Uteybeyi parçaladı.
Biri bir koyun pişirdi hep birlikte yediler Muhammed "Kemiklerini kırmayınız" dedi Kemikleri toplayıp, muhammed ellerini kemiklerin üstüne koyup dua etti Allah koyunu diriltti.
Utbe bin Ferhat ismindeki bir kimsenin bedeninde kurdeşen denilen hastalık çıktı. Muhammed, onu soyup kendi ellerine tükürüp, gövdesini sıvadı. Hasta şifa buldu. Bedeni misk gibi kokardı.
Bir gün amcası Abbas'ın evine gidip, onu ve evladını yanına oturtup üzerine ihramı ile örterek "Ya Rabbi! Bu amcamı ve ehlibeytini örttüğm gibi, sen de, cehennem ateşinden kendilerini koru" Dedi Duvarda üç kere amin sesi işitildi.
Muhammed bir gün namaz kılarken şeytan gelip namazını bozmak istedi, Şeytanı elleri ile yakaladı. Bir daha gelip namazını bozmayacağına dair söz aldı ve şeytanı serbest bıraktı.
Bir kafir gelip, mucize göstermesini isteyince, duvarda asılı hurma salkımına "yanıma gel" demiş Salkım yere inip Resulullahın yanına gelmiştir. Sonra "yerine git" demiştir Duvara kadar gidip, yerine çıkıp asılmıştır kafir bunu görünce, hemen imana gelmiştir.
Muhammed Huneyn seferinde binmiş olduğu beyaz ata "yere çök" dedi. At hemen çökünce yerden bir avuç kum alıp, kafirlerin üzerine saçtı Düşmandan bu topraktan gözüne isabet etmeyen hiç kimse kalmadı.
Bir kadın, Muhammede kel oğlunu getirdi. Muhammed elleri ile başını sıvadı. Şifa buldu ve saçları uzamağa başladı
Bir kuyunun suyunu kova içinden içip kalanını kuyuya döktüler Kuyudan her zaman misk kokusu çıkardı
Muhammed'e, söylemez bir çocuk getirdiler "Ben kimim" dedi Sen Resulullahsın dedi Ölünceye kadar konuştu
Eline aldığı çakıl taşlarının ve tuttuğu yemek parçalarının arı sesi gibi tesbih ettikleri çok görülmüştür.
Bir kimse, yılan yumurtasına basarak iki gözü görmez oldu Muhammede getirip yalvardılar, Muhammed mübarek tükürüğünden gözlerine sürmekle gözleri görmeye başladı
Bir kaç kurt, bir sürüden koyun kapıp götürdüler Çobanlar hücum edip, kurtardıklarında, kurtlaın birisi (rızkımızı elimizden alırken, allahtan korkmadın mı?) dedi Çoban (çok şaşırdım, kurt konuşur mu) deyince, kurt (asıl şaşılacak şey, Allah'ın Peygamberi olan hazret-i Muhammed mucizeler gösteriyor) dedi
Muhammed bir çayırda giderken, üç kere, "ya resullalllah" sesini işitti. O tarafa baktı, bağlı bir geyik gördü. Yanında bir adam uyuyordu. Geyiğe ne istediğini sordu O da "bu avcı beni yakaladı Karşı ki tepede iki yavrum var Beni salıver Gidip onları doyurup geleyim" dedi. Muhammed geyiği bıraktı, geyik biraz sonra geldi.
Bir köylüyü imana davet etti. Köylü "Vefat etmiş kızımı diriltirsen, iman ederim" dedi. Mezarına gittiler İsmini söyleyerek kızı çağırdı, Kabir içinden ses işitildi "Dünyaya gelmek ister misin?" buyurdu(Ya Resulullah! Dünyaya gelmek istemem Burada babamın evindekinden daha rahatım Ahiret, dünyadan daha iyi sesi işitildi) Köylü bunu duyunca hemen imana geldi
Malik bin Rebiaya "Evladın bereketli olsun!" diyerek dua etti Seksen oğlu oldu
Muhammed bin hatip diyor ki: " Küçüktüm Üstüme kaynar su döküldü Gözlerim yandı Görmez oldum Babam Muhammed'e götürdü Mübarek tükürüğünden gözlerime sürdü Gözlerim açıldı
Amcası Ebu Talip ile bir çölde gidiyordu. Ebu Talip, çok susadığını söyledi Muhammed, hayvandan yere inip ayaklarının yere vurdu. Su çıktı.
Hudeybiye savaşında susuz bir kuyunun yanına kondular. Askerler susuzluktan şikayet ettiler Bir kova su istedi, içinde abdest alıp ve tükürüp, bunu kuyuya döktürdü Bir ok verip, kuyuya atmalarını buyurdu Kuyunun su ile dolduğunu gördüler
Medinede, hutbe okurken, bir kimse ya muhammede! (Susuzluktan çocuklarımız, hayvanlarımız, tarlalarımız helak oluyor İmdadımıza yetiş dedi. Ellerini kaldırıp dua etti. bulutlar hemen toplandı, yağmur başladı. Bir kaç gün devam etti Yine mimberde okurken, o kimse (Ya Resullullah, yağmurdan helak olacağız) deyince, muhammed, "Ya Rabbi, rahmetini başka kullarına da ihsan eyle" dedi Bulutlar açılıp güneş göründü
Cabir Bin Abdullah diyor ki; Çok borcum vardı Ağaçlarımdan aldığım hurmalar bunu yüzde birini karşılamayacak kadar azdı Resullullaha haber verdim Bahçeme gelip hurma yığınının etrafında üç kere dolaştı "Alacaklılarını çağır gelsinler" buyurdu Her birine hakları verildi. Yığından bir şey azalmadı
Elinde put bulunan biri "Put bana söylerse iman eder misin?" dedi Adam, "ben buna elli senedir ibadet ediyorum Bana hiçbirşey söylemedi Sana nasıl söyler?"dedi Muhammed Aleyhisselam "Ey put ben kimim" deyince, sen Allahın Peygamberisin sesi işitildi Putun sahibi, hemen imana geldi
Bir kadın hediye olarak bal gönderdi Balı kabul edip boş kabı geri gönderdi Allahın kudreti ile kap bal ile dolu olarak geri gitti. Kadın gelerek, (Ya Muhammed hediyemi niçin kabul etmediniz? dedi "Senin hediyeni kabul ettik Gördüğün bal Allahu Teala'nın hediyene verdiği berekettir" dedi Kadın balı evine götürdü çocuğuyla aylarca yediler Hiç eksilmedi Bir gün yanılarak başka kaba koydular Ordan yiyerek bitirdiler Bunu Resullulaha haber verdiler Gönderdiğim kapta kalsaydı, dünya durdukça yerlerdi, hiç eksilmezdi" buyurdu.
Ebu Hüreyre diyor ki; Muhammed'e bir kaç hurma getirdim Bunlara bereket verilmesi için dua etmesini söyledim. Bereketli olmaları için dua buyurdu Hurmalrın bulunduğu çantaların gece gündüz yanımdan ayırmayıp, Osman zamanına kadar hep yedim Yanımdakilere de yedirdim.
Rum İmparatorunun orduları ile harp için asker gönderdiği zaman, askerlerin arka arkaya şehit olduklarını kendisi Medine'de iken gördü.Bunu Allahın göstermesiyle yanındakilere haber verdi.
Vefat ederken kızı Fatıma'ya "Akrabam arasında bana ilk kavuşan sen olacaksın" dedi Altı ay sonra Fatıma vefat etti
Kays Bin Şemmaz ismindeki kimseye "güzel olarak yaşarsın ve şehit olarak ölürsün" dedi Ebu Bekir halife iken bir muharebede şehit oldu.
Acem Padişahı Kisranın ve Rum Padişahı Kayser'in memleketlerinin müslümanların eline geçeceğini ve hazinelerinin Allah yolunda dağıtılacaklarını müjdeledi
Bir gün, kendi zevcelerinden birinin halifeye karşı isyan edeceğini haber verdi
Bir gün "Muaviye hiç mağlup olmaz" buyurdu Nice zaman sonra meydana gelen muharebelerin hiçbirinde mağlup olmadı Hatta Hz Ali Sıffın muharebesinde, bu hadisi işitince, "Eğer önceden işitseydim, Muaviye ile harp etmezdim" dedi
için hakkı olan halifeliği Hazret-I Muaviye'ye teslim etti
Bir gün "Ümmetim arasında, şii denilen çok kimseler meydana gelecekdir Bunlar, İslam dininden ayrılacaklardır" dedi
Nabiga ismindeki meşhur şair şiirleinden bir kaçını okuyunca, araplar arasında meşhur olan "Allahü Teala dişlerini dökmesin" duasını söyledi şair yüz yaşına gelmişti Dişleri ak ve berrak, inci gibi dizilmişti
Kendi kızı Fatıma, birgün yanına geldi Açlıktan benzi sararmıştı Elini göğsüne koyup, "Ey açları doyuran Rabbim! Muhammedin kızı Fatıma'yı aç bırakma!" dedi Fatıma'nın hemen yüzü kanlandı, canladı Ölünceye kadar hiç açlık duymadı.
Mekkede bazı kimselrede gidip iman etmeleri için çok uğraştı Kabul etmediler Yusuf Peygamber zamanında Mısırda görülen kıtlık gibi sıkıntı çekmeleri için Muhammed dua etti. O sene öyle kıtlık oldu ki, leş yediler.
Bir kimse sol eliyle yemek yiyordu "Sağ el ile ye" dedi Sağ kolum hareket etmiyor diye yalan söyledi "Sağ elin artık hareket etmesin" buyurdu Ölünceye kadar sağ elini ağzına götüremez oldu
Allahu Teala, habibini belalaardan korurdu Ebu Cehl, Resullullahın en büyük düşmanı idi Büyük bir taşı mübarek başına vurmak için kaldırdığı zaman, Resulullahın iki omuzunda birer yılan görerek taş elinden düştü ve kaçtı
Kabe yanında namaz kılarken, Ebu Cehl bıçakla üzerine yürümek istedrken, hemen geri dönüp kaçtı. Arkadaşları, niçin korktun deyince ' Muhammed ile aramızda ateş dolu bir henden gördüm Bir adım atsaydım, yakalayıp ateşe atacaklardı dedi. Bunu Muhammede sorduklarında "Allahın melekleri onu yakalayıp parçalayacaklardı"dedi
Hicretin dödüncü senesinde Beni Nadir'de Resulullah, Yahudilerin kale duvarları altında Eshabı ile konuşurken, bir yahudi büyük bir değirmen taşını yukarıdan atmak istedi Taşa elini uzatınca iki eli çolak oldu
Uhud gazasında Ebu Katadenin bir gözü çıkıp yanağı üzerine düştü Resulallaha getirdiler Mübârek eli ile gözünü yerine koyup "Ya Rabbi, gözünü güzel eyle" dedi Bu gözü diğerinden daha güzel oldu Ondan daha kuvvetli görürdü
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder