“Aşağıdaki yazıda anlatılan konuyu daha iyi anlamak açısından bilmeyenlere birkaç kısa bilgi vermeyi uygun buldum.
Sure:Belli bir konuyu anlatmak,insanları bilgilendirmek üzere verilmiş Kuran metinleridir. Okuduğunuz yazı da bir metindir,ancak benim düzenlediğim bir metindir.Arap dilinde Kuranı oluşturan 96 metin vardır.Ancak bazı nedenlerle 114 metine çıkarılmıştır.Arapça Metin=Sure
Ayet:Surelerde geçen cümlelerdir.Her Kuran cümlesi bir ayettir.Ancak bazı ayetler birkaç cümleden de oluşabilmektedir.Ayet=Cümle.Kuranda 666 ayet vardır.Ancak,bazı nedenlerle 664'e çekilmiştir.
Sureler ve ayetler Kurandan alınmadır.Allah kelamı (sözü) kabul edildiklerinden değiştirilemezler.Ayet ve Sure olarak belirtilenler yazarın kendi fikirleri değil bizzat kutsal kitap sözleridirler.
Tevrat ve İncil metin ve cümleleri için de sure ve ayet ifadesini kullanmakta sakınca yoktur.Çünkü,Tevrat İbrani’ce (İsrail Dili),İncil Latince (Eski Yunan dili) ile yazılmışlardır.Türkçe’ye çevrilmiş hallerini okuduğumuzdan,İbrani’ce ve Yunanca Ayet ve Sure kelime karşılıklarını aramaya gerek de yoktur.
Okuyacağınız metinde “Sure ve Ayet” olarak belirtilen cümlelerin adları yazılı din kitaplarından alıntı olduğunu öğrendiniz.Artık ona göre yorumunuzu yaparsınız.
Hadis:Kur'anda yazmayan ancak,din peygamberinin kendi aklı ile çözüm bulduğu bazı önemli konular hakkındaki sözlerine Hadis denir.Hadisler,Hz.Muhammet'in zamanında yaşamış yakınında bulunmuş kimselerden derlenmiş sözlerdir.İslam bilginlerinin (6) Altı tane hadis yazarının kitaplarına değer verdiği bilinmektedir.Aşağıdaki hadisler de bu altı yazarın içinden olanların kitaplarından seçilmişlerdir.Hadisler bu yüzden ayetler kadar önem arzetmektedir. Sünnilik,Şafiilik,Şiilik,Malikilik gibi İslam mezhepleri de bu ayet ve hadfislerin yorum farklılıklarından doğmuştur.Hadislere en çok önem veren de Sünni mezhebidir.İslamı yaşamada Hz.Muhammed'in Kur'anda emredilen üzerine fazladan yaptığı ibadetleri de uygulamaktadır.Bu fazlacılık bu gün 600 civarında "Tarikat-Yol" ayırımına kadar işi götürmüş,çığırından da çıkarmıştır.Mezhep kavgaları da bundan kaynaklanır.
AY TANRISI KÜLTÜ ve ALLAH
ALLAH KELİMESİNİN TARİHİ
“ALLAH” kelimesinin ilk kez Kur’anda geçmediğinin bulunması size şaşırtıcı gelmesin.Ortadoğu Araştırmacılarından H.A.R.GİB “Hz.Muhammed inananlarına “Allah” kelimesinin Muhammed’in doğmasından,Kur’andan önce olduğunu açıklamamıştır.(Muhammedizm”Tarihi Bir Bakış.N.Y Mentor Books 1955 s:38)
İlk İslam araştırmacılarından Colombia Unv.Orta Doğu ve İslam Profesörü ve Çağdaş zamanların Batı İslam Alimlerinden olan Arthur Jeffery’den bir alıntı:
“Allah” adı,Kur’an’ın da şahitlik ettiği islam öncesiArabistan’ında bilinmektedir.Aslında, kelime olarak “Allat” dişi formunda Kuzey Afrika yazıtlarında bulunmaktadır. (Islam,Muhammed,ve Dini N.Y.Liberal Arts 1958-s:85)
“Allah” kelimesi bileşik Arapça bir kelimedir.”El İlah”veya “El Ellah”tır.“EL” belirteçtir.Türkçe’de olmayan bu özellik İngilizce’de “THE” yerine kullanılır.Yani bir ismi diğerleriyle karıştırmamak için konulan bir belirteçtir.
“İlah” ise “Tanrı” anlamındadır.Arapça’ya girmiş yabancı,tanrısal özelliği olan bir kelime değildir.Saf Arapça’dır.İncil ve Tevrat’ta bulunan ne İbrani’ce ne de Yunanca bir kelime değildir.Arap Tanrısallığını ifade eden tamamıyla Arapça olan bir kelimedir.
Hastıngs’ Encyclopedıa of Relıgıon and Ethıcs 1:326,T.&T Clark der ki;
“AllahArapların tanrılarına özgü özel bir isimdir”
Dinler Ansiklopedisine göre de;
“Allah islam öncesi bir kelimedir ve Babil inanışında “Bel” e karşılık gelir. (Encyclopedıa of Relıgıon 1:117 Washıngton D.C.Corpus Pub.1979)
Bu yüzden o”Allah” kelimesini islam öncesi putperest Arap inanışları zamanına ait özel bir Arap Tanrısı “ ismi olduğuna inanılmaktadır. Aşağıdaki alıntı bu konuda yardımcı olabilecektir.;
“Allah” İslam öncesi Arap kitabelerinde bulunmaktadır.”(Encyclopedıa Brıtanıca 1:(643)
“Araplar Muhammed öncesi yaygın olarak “Allah” adlı üstün bir tanrıya ibadet etmişlerdir.(Encyclopedıa of İslam1:302 Leıden E.J.Brill.1913 Houtsma)
“İlah” sıklıkla islam öncesi Arap şiirlerinde “Allah” yerine kullanılmıştır.” (Encyclopedıa off Islam III.1093-1971)
“Allah kelimesinin Hıristiyan veya Yahudilerden Müslümanlara geçtiğini kabul etmeye dair bir neden veya bir fikir yoktur.”(İslam,İnançlar ve gözlemler N.Y.Barrons 1987 S:28)
Ortadoğu Araştırmacılarından E.M.WHERRY’ye göre Kur’an’ın bu günkü tercümesinde,İslam öncesi zamanlarda “Allah’a –İbadet,Ay,Güneş,Yıldızlara tapılan Yıldız Dinlerinde ve BA’al’a tapınmak gibidir.( Kur’anın kapsamlı yorumu Osnabruck:Otto Zeller Verlag 1973 S.36)
YILDIZ DİNLERİ
Arabistan’da Güneş dişi bir Tanrıça ,Ay da erkek bir Tanrı olarak görülmüştür.Bu alanda araştırma yapan bir çok alimden biri olan Alfred Guılluame tarafından öngörüldüğü gibi “Ay Tanrı”sının bir çok çağırılış biçiminden biri de “Allah”tır.(İslam:S:7)
Allah ismi Ay Tanrısına verilen muhtelif isimler içinde şahsi özel ismidir.
Allah ,Ay Tanrısı Güneş Tanrıçası ile evlenir .Birlikte üç tanrıça üretirler.Bunların isimleri,”El Lat”,”El Uzza”, ve “Menat” tır.
“Allah’la beraber daha küçük tanrıçalar olarak ve Allah’ın Kızları adlarıyla tapınıldılar.”(Encyclopedıa of world mitology and legend 1:61)
HAC GÖREVİ:
Her yıl Mekke’de Kabe’nin önünde yapılan bir şiir yarışmasıyla sonuçlanır.En iyi seçilen şiir Kabe duvarına gelecek yılki hac görevine kadar asılı kalır ve şaire de Mekke esnafınca konulan en büyük para ödülü Kureyş Kabile Reisi yani “Allah’ın Bekçileri”nin reisi tarafından verilir. Seçilen bu şiir “İlahi” yani “Tanrısal” bir şarkı şeklinde de aşıklarca en az bir yıl boyunca söylenilirdi.
Kur'anın belli bir ses düzeni içinde okunması da bu geleneklerden gelmektedir.Süleyman Paşanın Mevlid'i de (Mevlütlerde okuduğumuz şiirin yazarıdır.) böyle bir içerikle yazılmıştır. Bütün dinlerde tanrıyı öven şiirler vardır.Aleviler sazla ve semahla bu işi yaparlar vs. vs.
HİLAL AY SEMBOLÜ
Arap kültüründe ve bütün orta doğu boyunca başka yerlerde de Ay Tanrısına ibadetin sembolü “Hilal”dir.
Arkeologlar,Ay Tanrısına tapınmanın bir işareti olarak başlarının üstünde hilal bulunan bir çok tanrı ve tanrıça heykeli ortaya çıkardılar.Aynı anlamda da Mısır Tanrılarının başında da güneş resmedilmişti.
Hz.İsa ve Havarilerinin ,Hz.Meryemin, Meleklerin ve de azizlerin resimlerinde de “Mısır-Sümer veya Mitra’nın sembolü olan güneşe atfen “Yuvarlak Haleler” bulunmaktadır.Topu aynı kültüre dayanmaktadır.
Hz.Muhammed ile birlikte başının üstünde onu koruyan bir bulut olduğu vakası da aynı içerikten gelir.Önceki inanca bağlı olanları cezb etmede kullanılmıştır.
Eski yakın doğuda “Ay” genellikle kadın –dişi olarak temsil edilirken Araplar onu Erkek olarak görmüşlerdir.
KUREYŞ TANRILARI:
Muhammed’in doğduğu Kureyş Kabilesi Ay Tanrısı Allah’a (El Ellah veya HUBEL) ve onunla insanlar arasında iletişim kurduğuna inanılan üç kızına taparlardı.
Mekke’deki Kabe’de El Lat,El Uzza,Menat adlı bu üç tanrıça başlıca rolü oynamaktaydı.Allah’ın ilk iki kızının isimleri “Allah”ın dişi formuydu.
(Babil Enuma Eliş Destanında olduğu gibi Tiamat (Dünya) ve Kingu (Ay) güneşten koparak oluşan ilk iki gezegendir.
Marduk Tiamat'a savaş ilan ettiğinde onun bir kadın olduğunu söyler.Destanın sonunda da insanı "Ay-Kingu"nun kanından yaratır.Buna göre de El Lat-Merkür,El Uzza Venüs ve Menat-Dünya olarak anlaşılmalıdır.Hristiyanlıktaki "Üçleme -Teslis'in de Güneş,Ay ve Dünya ile ilişkilendirilmesi yanlış olmaz.İsa ve Havarilerinin ve de meleklerin başlarındaki hale Mitra-Zerdüşt inancı, Mısır ve Sümer İnançlarının sembolü olan "Güneş" i temsil etmektedir.)
Hz. Muhammed’in babasının adı kelimesi kelimesine “Abd-Allah” tır.Türkçe’ye “Abdullah olarak geçer. Yani “Allah’ın Kölesi” anlamındadır.Babası Hz.Muhammed henüz ana karnında altı aylıkken vefat etmiştir.Yani ortada İslamiyet falan da yoktur.
Kabilesi olan Kureyş’lilerinde görevi “Kabeyi korumaktır ve bu yüzden bu kabile “Allah’ın bekçileri” adı ile anılır.
Yani “Allah “ ismi pagan bir tanrıya aittir.Ay Tanrısına aittir.
Arapların “Arap olmayan kavimlere illa da “Allah” diyeceksiniz diye diretmeleri de sadece “Arap Kültür Emperyalizmi” yaratmaktan başka bir anlam içermemektedir
MEKKE’YE DOĞRU İBADET
Mekke’de bulunan Kabe’deki 360 putun orada barındırılmaları nedeniyle bütün pagan yani çok tanrılı Araplar ibadetlerini “Mekke” ye dönerek yaparlardı.
Diğer adı “Hubel” olan en büyük putları “El Ellah” veya “Türkçe söylenişiyle Allah’ın “yani “Ay Tanrısının” heykeli de burada bulunmaktaydı.
Ay tanrısına tapınmak Arabistan ve bereket hilali boyunca yani Mısır-Mezopotamya arasında da yaygın bir inanıştır.
Bu Araplar arasındaki inanç birliği de İslam inancının bu bölge boyunca yaygınlaşmasını kolaylaştırmıştır.”Hilal Ay”ın Müslümanlarca sembol kabul edilmesinin ve Müslüman ülkelerin bayraklarında “Hilal” bulundurmalarının sebebi Mekke’deki “Ay Tanrısı”na tapınma kültüne bir atıf olarak yorumlanmaktadır.
“Allah “ kelimesi bizlere öğretildiği gibi sadece “Kur’an-ı Kerim’de geçen ve “99” ismiyle tanımlanan “Allah” kavramı ile alakalı değildir.Her kavim kendi diline göre “Tanrı” diyebilmelidir.Bunun hiç bir bağlayıcılığı olmadığı da açıkça görülmektedir.
ALLAH’IN KIZLARI VE ARAPLARDA İNSAN KURBANI;
Türkleri çeşitli işkencelerle eş ve kız çocuklarına gözleri önünde tecavüz ederek zorla Müslüman etmişlerdir.Daha sonraları iyice sindirdiklerine inandıkları zamanlarda da Cuma namazlarına gelenlere para vererek teşvik eden Arapların (O paralarda Türklerin el koydukları mallarından kazandıkları paralardandı zaten),kendilerini Yahudi’lerin soyundan olmakla “Üstün Irk “ olarak gösterip,diğer yandan,Müslüman olanları da “kıyamette Allah’a karşı savaşacak Yecüc Mecüc” soyu olarak niteledikleri,aşağıladıkları Türk Milleti artık uyanışa geçmiştir.
Şimdi Vehhabiliğin öğreticisi İngiliz ajanı Hemper ‘ın 250 yıl sonraki ardılı olan E.Siraceddin veya namı diğer Martin Lings’e hazırlattıkları kendi kitaplarından Arapların Allah’ının ne olduğunu okuyunuz;
“İsmail peygamberin ikinci karısının kendi kabilelerinden olması nedeniyle Yemen’den gelerek Mekke’ye yerleşen Cürmühi kabilesinden uzun yıllar sonra Kabe’nin korunması görevini üstlenen Huzaa kabilesinin şeflerinden biri Suriye ziyaretinden dönerken orada bulunan putperest Moabi’lerden Kabe’ye koymak için bir put ister.Onlar da Hubel adlı putu verir.Daha sonra Kabe’nin baş putu olacak olan bu puta sonradan konulan ad ise “El Ellah” tır.Yani “Allah.”
İsa’dan 400 yıl sonra İsmail soyundan gelen Arap Kureyş kabilesinden Kussay,Huzza Kabilesinin lideri Huleyl’in kızı ile evlenir.Damat Huleyl’in kendi evlatlarına baskın çıkar ve Araplar arasında olan saygınlığı nedeniyle de sivrilmiş kişiliği onun tercih edilmesini sağlamıştı.
Sonunda iki kabile arasında çıkan büyük bir savaş sonunda Kabe’nin korunması Kureyş kabilesine geçer.Mekke ve çevresinde de tepelere yerleşmiş olarak yaşayan “civar Kureyşlileri de vardır.Zaman Hz.Muhammed’in dedesi Abdülmuttalip dönemini göstermeye başladığında Kueryş kabilesinin “Kabe’nin koruyuculuğu” diğer adıyla “Allah’ın Bekçileri” sıfatı ile de bilinen görevi devam etmektedir.
Kabe’nin baş putu yine El Ellah (“Allah” Türkçe söylenişidir.Arap alfabesi “Elif” harfi ile yani “E” ile başlar.) gerçek adıyla Moabi putu Hubel’dir.Yüzyıllardır tapınağın en büyük en saygı gören,maneviyat telkin eden “bereketin timsali” olarak sayılmaktadır.
Arap yarımadasında Kabe dışında da büyük tapınaklar vardır ve bunların en önemlileri de Hicaz bölgesindeki “Allah’ın kızları” olarak bilinen Lat,Menat ve Uzza’dır.
Hz.Muhammet’in dedesi Abdülmutallip de diğer Yesrip (Medine) Arapları gibi Kızıldeniz’deki Kudayd’da bulunan Menat’ın tapınağına götürülmüştü.Kureyş için bunlardan en önemlisi Mekke’nin deve yolu ile bir günlük güneyindeki Nahle ovasında bulunan Uzza putu idi.Bir günlük daha güneye yol gidilirse,Havazin kabilesinden Sakif tarafından yönetilen ve “Yeşil Cennet” denilen Taif’e varılır.Ki burada da Lat’ın gösterişli bir putu tapınağa konmuştu.Lat,Taif’li bir kadını simgeliyordu.Havazin kabilesi bu puta verilen değer nedeniyle kendilerini Mekkelilerle bir tutuyorlardı.Kureyşliler de bunu “İki Şehir” diye niteleyerek Mekke ve Taif’i eş gösteriyorlardı.Hicaz’ın bostanı olarak adlandırılan Taif,bereketinin kaynağını bu puta bağlıyordu.Ayrıca iki kabile de İsmail soyundan geliyorlardı.”
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder