Osmanlı döneminde müslümanlık propagandası için Japonya'ya giden elli kişilik bir kurula Japonlar'ın sorduğu bir soruyu iletiyorum (Dünya Gazetesi, 2.5.1963).
"Bize bir Müslüman millet gösteriniz ki, bu dini kabul etmeden önce sefil ve peri?an iken kabul ettikten sonra ilerlemiş, gelişmiş, mesut ve müreffeh olmuştur. Bir tek örnek verin, kâfi."
Yıl 1999.. Islamiyetin Muhammed tarafından uyduruluşundan bu güne kadar 1400 yıl geçti. Bugün, hâlâ böyle bir Islam memleketi yok!..
Kuran'dan tam ayet metinleri :(Diyanet tercümesi'nden):
Kur'an bir bilmece-bulmaca kitabı mıdır?
Kuran, kim için ve ne zaman hazırlanmıştır?
Kuran, Muhammed'in yaşadığı devirdeki insanlara islamiyeti tanıtmak ve islami emirleri bildirmek için hazırlanmıştır. Dolayısı ile bir kargaşa çıkmamsı için Kur'an'da yazılanlar açık, net ve kesin olmalıdır.
Bazıları, Kuran'ın her okuyan tarafından anlaşılamayacağını, Kuran'ı anlamak için önceden bilgi sahibi olunmasını, "ilim" sahibi olunmasını ileri sürerek Kuran'daki akıldışı, bilimdışı, antihümanist ve çağdışı ayetlerin anlamlarını gizlemek isterler. "Kuran'daki şu kelimenin anlamı aslında bu değildir, bu ayet o değil, bu anlama geliyor.." gibi tartışmaları zaman zaman duyarız.
Kuran, kendisini okuyan herkesin ayrı birşey anlayacağı bir bilmece-bulmaca kitabı mıdır, yoksa, her okuyanın aynı şeyi anlaması ve aynı şeyi uygulaması için hazırlanmış bir Islam Anayasası mıdır?
Elbette ki, Kuran, kendisini okuyan herkesin ayrı birşey anlayacağı bir bilmece-bulmaca kitabı değil, her okuyanın aynı şeyi anlaması ve aynı şeyi uygulaması için hazırlanmış bir Islam Anayasası'dır.
Kuran, kendisinin açık, net ve anlaşılır bir kitap olduğunu kendisi şu ayetlerde söylüyor:
43:2. Apaçık Kitab'a andolsun ki ,
44:2. Apaçık olan Kitab'a andolsun ki,
58:5. Allah'a ve Resûlüne karşı gelenler, kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır. Biz apaçık âyetler indirmişizdir. Kâfirler için küçük düşürücü bir azap vardır.
65:11. İman edip sâlih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah'ın apaçık âyetlerini okuyan bir Peygamber göndermiştir. Kim Allah'a inanır ve faydalı iş yaparsa Allah onu, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlere sokar. Allah o kimse için gerçekten güzel bir rızık vermiştir.
2:99. Andolsun ki sana apaçık âyetler indirdik. (Ey Muhammed!) Onları ancak fasıklar inkâr eder.
4:174. Ey insanlar! Şüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik.
5:15. Ey ehl-i kitap ! Resûlümüz size Kitap'tan gizlemekte olduğunuz birçok şeyi açıklamak üzere geldi; birçok (kusurunuzu) da affediyor. Gerçekten size Allah'tan bir nur, apaçık bir kitap geldi.
6:59. Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.
15:1. Elif. Lâm. Râ. Bunlar Kitab'ın ve apaçık bir Kur'an'ın âyetleridir.
29:49. Hayır, o (Kur'an), kendilerine ilim verilenlerin sînelerinde (yer eden) apaçık âyetlerdir. Âyetlerimizi, ancak zalimler bile bile inkâr eder.
36:69. Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.
"Islam hoşgörü dini" midir? Kuran'daki "şiddet ayet"leri
Bakara/2/191. Onlari buldugunuz yerde oldurun. Sizi cikardiklari yerden siz de onlari cikarin. Fitne cikarmak, adam oldurmekten daha kotudur. Mescidi Haram'in yaninda, onlar savasmadikca siz de onlarla savasmayin. Sizinle savasirlarsa onlari oldurun. Inkar edenlerin cezasi boyledir.
Ali Imran/3/85. Kim Islamiyet'ten baska bir dine yonelirse, onunki kabul edilmeyecektir. O ahirette de kaybedenlerdendir.
Ali Imran//3/118. Ey Inananlar! Sizden olmayani sirdas edinmeyin, onlar sizi sasirtmaktan geri durmazlar, sikintiya dusmenizi isterler. Onlarin ofkesi agizlarindan tasmaktadir, kablerinin gizledigi ise daha buyuktur. Eger aklediyorsaniz, suphesiz size ayetleri acikladik.
Ali Imran/3/119. Iste siz, onlar sizi sevmezken onlari seven ve Kitablarin butunune inanan kimselersiniz. Size rasladiklari zaman: "Inandik"derler, yalniz kaldiklarinda da, size ofkelerinden parmaklarini isirirlar. De ki: "Ofkenizden catlayin". Allah kalblerde olani bilir.
Bu ayetin tercümesinde bir okurun uyarmasi üzerine tekrar bir kontrol yaptim. Daha önceki baskida, "çatlamak" yerine "gebermek"fiili kullanilmisti ve okur, kendi elindeki meallerde böyle bir kelime kullanilmadigini söylemisti. Diyanet tercümesinde ise yukaridaki sekilde yer almisti ayet.. Bunun üzerine, Kuran'in Ingilizce tercümelerinden bir kontrol yapmak lüzumu hissettim:
Kuran'in Ingilizce diline yapilmis 3 adet onemli ve tum dunyaca kabul edilen tercumelerinden alinan Al-i Imran Suresinin 119.ayetinin tercumeleri asagidadir:
Translation: Pickthall
[Al-Imran 3:119] Lo! ye are those who love them though they love you not, and ye believe in all the Scripture. When they fall in with you they say: We believe; but when they go apart they bite their finger-tips at you, for rage. Say: Perish in your rage! Lo! Allah is Aware of what is hidden in (your) breasts.
Translation: Yusufali
[Al-Imran 3:119] Ah! ye are those who love them, but they love you not,- though ye believe in the whole of the Book. When they meet you, they say, "We believe": But when they are alone, they bite off the very tips of their fingers at you in their rage. Say: "Perish in you rage; God knoweth well all the secrets of the heart."
Translation: Shakir
[Al-Imran 3:119] Lo! you are they who will love them while they do not love you, and you believe in the Book (in) the whole of it; and when they meet you they say: We believe, and when they are alone, they bite the ends of their fingers in rage against you. Say: Die in your rage; surely Allah knows what is in the breasts.
Simdi sözlüğe bakalım:
Perish: ölmek, mahvolmak, yok olmak, telef olmak, zail olmak (Redhouse Turkce-Ingilizce, Sf 416)
Perish: ...2.to die; esp., to die a violent or untimely death-... (New World Dictionary of the American Language, Second College Edition, Sf 1059)
Burada görülüyor ki, üç adet Ingilizce Kuran tercümesinin ikisinde Ingilizce tercümede "die" yani "ölmek" fiili kullanılırken, bir diğerinde "perish" yani gene ölmek ama, daha 'beter' ölmek fiili kullanılmış.
Benim kanım, Diyanet'in tercümesinde kullanılan "çatlamak" fiili, eksik ve yetersiz tercümedir. Biraz ayeti yumuşatmak için kasten yapılmış havasını veriyor..
Maide/5/33. Allah ve peygamberiyle savasanlarin ve yeryuzunde bozgunculuga ugrasanlarin cezasi oldurulmek veya asilmak yahut capraz olarak el ve ayaklari kesilmek ya da yerlerinden surulmektir. Bu onlara dunyada bir rezilliktir. Onlara ahirette buyuk azab vardir.
Maide/5/35. Ey Inananlar! Allah'tan sakinin, O'na ulasmaya yol arayin, yolunda cihad edin ki kurtulasiniz.
Maide/5/38. Erkek hirsiz ve kadin hirsizin, yaptiklarindan oturu Allah tarafindan ibret verici bir ceza olarak, ellerini kesin. Allah Guclu'dur, Hakim'dir.
Maide/5/51. Ey Inananlar! Yahudileri ve hiristiyanlari dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandir. Allah zulmeden kimseleri dogru yola eristirmez.
Tevbe/9/5. Hurmetli aylar cikinca, puta tapanlari buldugunuz yerde oldurun; onlari yakalayip hapsedin; her gozetleme yerinde onlari bekleyin. Eger tevbe eder, namaz kilar ve zekat verirlerse yollarini serbest birakin. Dogrusu Allah bagislar ve merhamet eder.
Tevbe/9/29. Kitap verilenlerden, Allah'a, ahiret gunune inanmayan, Allah'in ve peygamberinin haram kildigini haram saymayan, hak dinini din edinmeyenlerle, boyunlarini bukup kendi elleriyle cizye verene kadar savasin.
Tevbe/9/41. Isteyen, istemeyen, hepiniz savasa cikin. Allah yolunda mallarinizla, canlarinizla cihat edin. Bilirseniz bu sizin cin hayirlidir.
Tevbe/9/73. Ey Peygamber! Inkarcilarla, ikiyuzlulerle savas; onlara karsi sert davran. Varacaklari yer cehennemdir, ne kotu donustur.
Tevbe/9/113. Cehennemlik olduklari anlasildiktan sonra, akraba bile olsalar, puta tapanlar icin magfiret dilemek Peygamber'e ve muminlere yarasmaz.
Tahrim/66/9. Ey Peygamber! Inkarcilarla ve ikiyuzlulerle savas; onlara karsi sert davran. Onlarin varacaklari yer cehennemdir, ne kotu donustur!...
Bakara/2/ 193. Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur.
Hizbullah, IBDA-C, ve diger islam örgütleri ile Cübbeli Ahmet Hoca'lar, Şevki Yılmaz'lar gibi cahil kişileri şiddete yöneltici ve yalan yanlış bilgilerle kandıranlar, eylem ve konuşmalarını işte bu yurıdaki ayetlere dayandırıyorlar. Güçlerini, bu ayetlerden alıyorlar. Allah'tan-varsa eğer- geldiği iddia edilen ama aslında Muhammed ve arkadaşlarının hazırladığı Kuran ayetlerinden... Islamiyet, ilk günlerinden beri şiddetle birliktedir..
"Islam cinsiyet ayrımı yapmaz" mı?
Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.(Nisa/34)
(Yukarıdaki ayet ile kocaya, karısını dövme özgürlüğü tanınıyor ama, kadına kocasını dövme özgürlüğü verilmez hiçbir ayette...)
Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında onlara günah yoktur. Sulh (daima) hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve Allah'tan korkarsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. Nisa/4/128
(Nisa/34 ile karısını dövebilme hakkına sahip olan kocaya, yukarıdaki ayete göre kadın sadece "sulh" yapmakla yükümlü...)
"Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinda belli hakları vardır.Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler." (Bakara/228)
(Erkeklerin kadınlardan üstün olduğunu kesinlikle belirten bir ayet...)
Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır.(Nisa/3)
(Erkeklere, birden çok kadınla evlenme hakkı tanınırken, kadınlara birden çok erkekle evlenme hakkı tanınmıyor...Ayrıca, erkekler karılarının haricinde "cariye" sahibi olabilirler ama kadınlara kocalarından başka erkek hakkı tanınmıyor...)
Bakara 223. Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Ya Muhammed!) müminleri müjdele! *
(Kuran'a göre, kadınlar erkeklerin nasıl isterlerse varabilecekleri bir 'tarla'.. Başka söze gerek var mı?)
"Islam akıl ve mantık dini" midir?
Yeri uzatıp yaydık, orada sabit dağlar yerleştirdik, yine orada miktarı ve ölçüsü belirli olan şeyler bitirdik. (Hicr/19)
Andolsun biz insanı, (pişmiş) kuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattık. (Hicr/26)
Cinleri de daha önce zehirli ate?ten yaratmıştık.(Hicr/27)
"Islam tüm insanlığa gönderilmiş" midir?
Eğer biz onu, yabancı dilden bir Kur'an kılsaydık, diyeceklerdi ki: Ayetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalı değil miydi? Arab'a yabancı dilden (kitap) olur mu? De ki: O, inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifadır. Inanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalıdır. (Sanki) onlara uzak bir yerden bağırılıyor (da Kur'an'da ne söylendiğini anlamıyorlar. (Fussilet/44)
Bu (Kur'an), Ümmü'l-kurâ (Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır. Âhirete inananlar buna da inanırlar ve onlar namazlarını hakkıyla kılmaya devam ederler.(En'am/92)
Şehirlerin anası (olan Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik. (Insanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir. (Şura/7).
Islamda Içki Yasagi ve Çelişkileri-Cennet Bilgileri
5/Maide/90. Ey iman edenler! şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.
16/Nahl/67: 67. Hurma ve üzüm gibi meyvelerden hem içki hem de güzel gıdalar edinirsiniz. Işte bunlarda da aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır.
16/Nahl/69: 69. Sonra meyvelerin her birinden ye ve Rabbinin sana kolaylaştırdığı yaylım yollarına gir, diye ilham etti. Onların karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Elbette bunda düşünen bir kavimiçin büyük bir ibret vardır.
47/Muhammed/15. Müttakîlere vâdolunan cennetin durumu şöyledir: Içinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Rablerinden de bağışlama vardır. Hiç bu, ateşte ebedî kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?
78/Nebe 31. Şüphesiz takvâ sahipleri için de başarı ödülü vardır.
78/Nebe 32. Bahçeler,bağlar,
78/Nebe 33. Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,
78/Nebe 34. Ve içki dolu kâse(ler) .
76/El-Insan 5. Iyiler ise, kâfûr katılmış bir kadehten (cennet şarabı) içerler.
76/El-Insan 6. (Bu,) Allah'ın has kullarının içtikleri ve akıttıkça akıttıkları bir pınardır. Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar; ne yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk.
76/El-Insan 14. (Cennet ağaçlarının) gölgeleri, üzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur.
76/El-Insan 15. Yanlarında gümüşten kaplar ve billûr kupalar dolaştırılır.
76/El-Insan 16. Gümüşten öyle kadehler ki onları istedikleri ölçüde tayin ve takdir etmişlerdir.
76/El-Insan 17. Onlara orada bir kâseden içirilir ki (bu şarabın) karışımında zencefil vardır.
76/El-Insan 18. (Bu şarap) orada bir pınardandır ki adına Selsebîl denir.
76/El-Insan 19. O insanların etrafında öyle ölümsüz genç nedîmler dolaşır ki, onları gördüğünde, etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın.
76/El-Insan 20. Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün.
76/El-Insan 21. Üzerlerinde yeşil ipekten ince ve kalın elbiseler vardır; gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz bir içki içirir.
76/El-Insan 22. (Onlara ?öyle denir:) Bu, sizin için bir mükâfattır. Sizin gayretiniz karşılığını bulmuştur.
37/Es-Saffat 43. Naîm cennetlerinde .
37/Es-Saffat 44. Tahtlar üzerinde karşılıklı otururlar.
37/Es-Saffat 45. Onlara pınardan (doldurulmuş) kadehler dolaştırılır.
37/Es-Saffat 46. Berraktır, içenlere lezzet verir.
37/Es-Saffat 47. O içkide ne sersemletme vardır ne de onunla sarhoş olurlar.
37/Es-Saffat 48. Yanlarında güzel bakışlarını yalnız onlara tahsis etmiş, iri gözlü eşler vardır.
37/Es-Saffat 49. Onlar, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyazdır.
4/Nisa/57. Inanıp; iyi işler yapanları da, içinde ebediyen kalmak üzere girecekleri, zemininden ırmaklar akan cennetleresokacağız. Orada onlar için tertemiz eşler vardır ve onları koyu (tatlı) bir gölgeye koyarız.
Islam'da Kadın Ve Erkek Eşitsizliği (Miras Konuları)
Nisa/4/11. Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır). ?üphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.
Nisa/4/12. Yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. Çocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Çocuğunuz yoksa, sizin de, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonra, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (zevcelerinizindir). Çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Eğer bir erkek veya kadının, anababası ve çocukları bulunmadığı halde (kelâle şeklinde) malı mirasçılara kalırsa ve bir erkek yahut birkızkardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler üçte bire ortaktırlar. (Bu taksim) yapılacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara uğramaksızın (yapılacak)tır. Bunlar Allah'tan size vasiyettir. Allah her şeyi hakkıyle bilendir, halîmdir.
Nisa/4/176. Senden fetva isterler. De ki: "Allah, babası ve çocuğu olmayan kimsenin mirası hakkındaki hükmü şöyle açıklıyor: Eğer çocuğu olmayan bir kimse ölür de onun bir kızkardeşi bulunursa, bıraktığının yarısı bunundur. Kızkardeş ölüp çocuğu olmazsa erkek kardeş de ona vâris olur. Kızkardeşler iki tane olursa (erkek kardeşlerinin) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer erkekli kadınlı daha fazla kardeş mevcut ise erkeğin hakkı, iki kadın payı kadardır. Şaşırmamanız için Allah size açıklama yapıyor. Allah her şeyi bilmektedir.
Zakkum Bitkisi Haram!..
Saffat/37: 62. Şimdi ziyafet olarak, cennet ehli için anılan bu nimetler mi daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?.
63. Biz onu (zakkumu) zalimler için bir fitne (imtihan) kıldık.
64. Zira o, cehennemin dibinde bitip yetişen bir ağaçtır.
65. Tomurcukları sanki şeytanların başları gibidir.
66. (Cehennemdekiler) ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar.
67. Sonra zakkum yemeğinin üzerine onlar için, kaynar su karıştırılmış bir içki vardır.
68. Sonra kesinlikle onların dönüşü, çılgın ateşe olacaktır.
Dinsizler kendiliklerinden mi inanmazlar Tanrı'ya-eger varsa-?
Insan Suresi, ayet:30, Tekvir:29 “Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz..”
76/Insan/30: 76/30. Allah dilemedikce siz dileyemezsiniz. Dogrusu Allah, bilendir, Hakim'dir.
81/tekvir/29: Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikce sizler bir sey dileyemezsiniz.
“Allah kimi dilerse onu saptırır, ve kimi dilerse onu doğru yola koyar.” (Enam suresi, ayet:39)
6/Enam/125: Allah kimi dogru yola koymak isterse onun kalbini Islamiyet'e acar, kimi de saptirmak isterse, goge yukseliyormus gibi, kalbini dar ve sikintili kilar. Allah Boylece, inanmayanlari kufur batakliginda birakir.
6/Enam/33: 6/39. Ayetlerimizi yalanlayanlar karanliklarda kalmis sagir ve dilsizlerdir. Allah kimi dilerse onu saptirir ve kimi dilerse onu dogru yola koyar.
10/Yunus/99“Ey Muhammed! Rabbin dileseydi, yeryüzünde insanların hepsi inanırdı.”
10/Yunus/99: 10/99. Rabbin dileseydi, yeryuzunde bulunanlarin hepsi inanirdi. oyle iken insanlari inanmaya sen mi zorlayacaksin?
32/Secde/13):Biz dilesek herkese hidayet verirdik. Fakat cehennemi tamamen cin ve insanlarla dolduracağıma dair, benden söz çıkmıştır.”
32/Secde/13: Biz dilesek herkese hidayet verirdik, fakat cehennemi tamamen cin ve insanlarla dolduracagima dair Benden soz cikmistir.
Enam/125: Allah kimi doğru yola koymak isterse, onun kalbini Islamiyet’e açar. Kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi, kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah inanmayanları küfür karanlığında bırakır
Enam/149): "Ustün delil, Allah’ın delilidir. O dileseydi, hepinizi doğru yola eriştirirdi de!”
http://site.mynet.com/ateizmorg1/islkuranayetler.html
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder